Entropi, hepimizin hayatında en az bir kez duyduğu bir termodinamik kavramıdır. Peki entropiye gerçekte ne kadar aşinayız?
Hadi termodinamiğin ikinci yasası üzerine beraber beyin fırtınası yapalım.
ENTROPİ NEDİR?
Entropi, basitçe tanımlamak gerekirse enerjinin yüksek enerjili ortamdan (sıcak ortam) düşük enerjili ortama (soğuk ortam) aktığını ve bunun tersinin gerçek olabilmesi için toplam entropinin yine artması gerektiğini açıklar. Evrendeki tüm sistemlerin toplam entropisi pozitiftir.
(Görsel 2 kaynak: https://www.shutterstock.com/tr/image-vector/energy-entropy-second-law-thermodynamics-1177291549)
ENTROPİYİ ANLAYALIM
Bir oda hayal edelim, odanın içerisi tamamen boş; bir buzdolabı ve buzdolabını çalıştıracak bir prizden başka hiçbir şey yok. Oda penceresiz ve ısıl olarak tamamen yalıtılmış. Priz dışında odaya herhangi bir enerji giriş çıkışı söz konusu değil. Buzdolabını kapağı açık ve çalışır durumda odada bırakırsak odanın sıcaklığı nasıl değişir? Cevabınız sıcaklığı artar ise sizi tebrik ederim. Doğru cevabı verdiniz. Oda içerisine giriş çıkışı bulunan tek nokta priz ise ve odaya sürekli enerji giriyor ise bu odanın enerjisi zaman içerisinde sürekli artış gösterecektir. Buzdolabı da dahil hiçbir nesne enerji kullanarak soğukluk (enerjinin yokluğu) üretemez. Ancak sıcaklığın (enerjinin) yerini değiştirebilirler. Eğer ki bir buzdolabını incelerseniz (modelden modele değişmekle birlikte) arka tarafının sıcak olduğunu fark edersiniz. Buzdolabı, kullandığı enerji ile kendi içerisinde bulunan sıcaklığı arka tarafına iletmektedir. Ama sistemdeki toplam enerjiyi azaltması tabii ki mümkün değildir. Bunun sonucu olarak hayali odamızın sıcaklığı yükselir.
CANLILIK YALANI, ENTROPİYE KARŞI KOYMAK MÜMKÜN MÜ?
Entropi gibi kuvvetli bir fiziksel olguya canlıların karşı koyabildiğini söylüyor bazıları. Peki bu doğru mu? Cevap hem evet hem hayır. Eğer ki sadece canlılık sistemine bakıyorsak düzenliliğin zaman zaman arttığını, zaman zaman azaldığını, yani dönemsel olarak karşı konulabildiğini söyleyebiliriz. Ancak toplam sisteme baktığımızda işin rengi değişiyor. Eğer ki dersinize çalışırsanız beyninizdeki düzenlilik artar yani öğrenirsiniz, bu doğru. Ama dersinize çalışırken harcadığınız enerji, oluşturduğunuz düzenlilikten milyonlarca kat daha fazla kaosa sebep olacaktır. Yani hayır, biz canlılar bile kısa süreliğine kendimizi korusak da çevremizde yıkıma yol açıyoruz. Kim bilir, belki sonraki sefer odanızı toplamanız gerektiğinde bu yazım aklınıza gelir ve evrenin yıpranmaması adına büyük bir erdem göstererek odanızı toplamazsınız.
(Görsel 3 kaynak: https://openart.ai/discovery/sd-1006807269465395220)
KAYNAKÇA
- Hawking, S. W. (1988). A Brief History of Time: From the Big Bang to Black Holes. http://ci.nii.ac.jp/ncid/BA13926249
- Feynman, Richard P. (Richard Phillips), 1918-1988. (19631965). The Feynman lectures on physics. Reading, Mass. :Addison-Wesley Pub. Co.
Yazar: Dervişata DOĞAN / Biruni Üniversitesi – Diş Hekimliği
Editör: Buse UÇAR / Yıldız Teknik Üniversitesi – Biyomühendislik
Merhaba, ben Buse. Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik bölümü öğrencisiyim. Bilimin ve biyolojinin olduğu her alanda çalışmaktan mutluluk duyarım. Kitap okumak hayatımın büyük bir bölümünü oluşturur. Ayrıca gezmek ve resim çizmek de hobilerim arasındadır.
Editör: Revan KİŞİBEYOV / Yıldız Teknik Üniversitesi – Moleküler Biyoloji ve Genetik
Merhaba, ben Revan. Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuyorum. Yeni yerler keşfetmek, rapor yazmak ve yemek yemek üzerine düştüğüm aktivitelerdir. Aynı zamanda kitap okumaktan ve film izlemekten hoşlanıyorum.