HAYATIN HARMONİSİ VE MOLEKÜLER BİYOLOJİ

Hayatla müzik arasında inkar edilemez bir bağ vardır. Bu bağ kendini zaman zaman farklı biçimlerde gösterir. Hayatta iniş çıkışlar olabileceği gibi müzikte de dipler ve zirveler vardır. Hepimiz biliriz ki her hayat – tıpkı her müzikal eser gibi – zamanın birinde başlar ve biter. Bu gibi gözlediğimiz benzerliklerden yüzlerce sayılabilir. Peki ya gözleyemediklerimiz? Çıplak gözle göremediklerimiz? Moleküler boyuttaki bir harmoni… Moleküler boyuttaki bir müzikal şaheser!.

Müzikte C, D, E, F, G, A, B olmak üzere yedi tane akort varken proteinleri oluşturan amino asitlerden 21 tane vardır. Sadece yedi akordan sayısız şarkı, melodi yapılmışken yapı taşı olarak 21 amino asidi kullanan proteinlerden ne kadar yapılabileceğini hayal edin. 21 tip amino asidin farklı dizilenmesiyle ve bu yapıların katlanmasıyla binlerce, on binlerce hatta yüz binlerce farklı protein oluşabilir. Örneğin 104 amino asit içeren bir protein için 20.104 farklı kombinasyon olabilir. Aşağıda belli başlı bir kaç proteinin amino asit sayıları verilmiştir.

  • İnsülin → 51aa
  • Kollojen → +1000 aa
  • Titin (Bilinen en uzun protein) → +25000 aa
Şekil 1. Protein Yapıları (sırasıyla; primer, sekonder, tersiyer, kuarterner)

Protein yapıları

Aminoasitlerin düz zincir halindeki sekansına primer (birincil) protein yapısı denir. Ne zaman aminoasitlerden oluşan peptid grupları kendi içinde hidrojen bağları oluşturup tekrarlı bir katlanma gerçekleştirir (alfa ve beta yapıları) o zaman primer yapı sekonder (ikincil) yapıya dönüşür. Sekonder yapının da üç boyutlu olarak kendi üzerine katlanması ve yan zincirlerin etkileşimleri sonucu tersiyer (üçüncül) yapı oluşur. Birden fazla amino asit zinciri birbiriyle etkileşime girdiğinde ve daha büyük bir protein kompleksi oluştuğunda ise bu yapıya kuaterner (dördüncül) protein yapısı adı verilir.

Şimdiyse daha önceden bilinmeyen proteinlerin amino asit sekanslarını ve katlanmalarını öngören kendini geliştirebilen bir yapay zeka düşünün ve bütün  bunları bir modellemeyle gerçekleştiriyor. 

17 Mart 2020 tarihinde yayınlanan bir makaleye göre, MIT’ de Atomik ve Moleküler Araştırmalar Laboratuvarı’nın (LAMM) geliştirdikleri YZ (yapay zeka), müzikal notaları protein sekanslarına ve yapı bilgilerine çevirebilme kabiliyetine sahip.

Peki bunu nasıl yapıyor?

Olayları özetleyecek olursak her bir notanın karşılık geldiği bir ifade mevcut. Örneğin her amino asit farklı bir ses perdesini; nota uzunluğu, şiddeti ve ritmi ise ikincil protein yapısını, zincir uzunluğunu ve belli protein moleküllerini ifade ediyor. Ayrıca müzikal notaların dizilimi amino asit sekansına; çoklu melodiler ve akorlar katlanmış geometriye karşılık geliyor.

YZ’ ya sıfırdan bir nota dizisi girildiğinde YZ nota bilgilerini zincir uzunluğu ve amino asit sekansı gibi primer yapı bilgilerine çeviriyor.

Kısa süreli bellek birimlerinden oluşan bu YZ,  bilinen protein bilgilerinin müzikal temsillerini kullanarak alfa sarmal açıdan zengin proteinlerin yapısını öngörebiliyor.

Şekil 2. YZ’nın çalışma prensibi

Öncelikle bahsetmemiz gereken bazı kontrol aşamaları mevcut. Bunlardan birisi BLAST (Basic Local Alignment Search Tool) aracılığıyla yapılan primer yapı doğrulaması. BLAST, notadan çevrilmiş nükleotid veya protein sekanslarını, veri tabanındaki sekanslarla karşılaştırarak istatistiksel anlamlılığa sahip olup olmadıklarını hesaplayan bir platform. YZ tarafından notadan öngörülen amino asit sekanslarına çevrilmiş bilgiler BLAST’dan  doğrulama aldığı takdirde oluşturulan ikincil, üçüncül ve diğer yapılar teker teker ORION programına tabi tutuluyor.

İkinci aşama ise şu şekilde işliyor. YZ tarafından bildirilen bu yapılar  ORION (Optimized fold RecognitION) sisteminden geçiyor. Bu sistem de aynı BLAST gibi çalışıyor fakat ikincil, üçüncül ve dördüncül yapılar için düzenlenmiş bir doğrulama platformu.  Bütün bu aşamalardan onay alan YZ, bu yapıları tahmin edilen De novo protein dizaynı için  MODELLER  programı ile üç boyutlu yapısını çıkartarak nihai haline getirir. Dolayısıyla bu proje bize henüz keşfedilmemiş olan olası birçok protein yapısını öngörme imkanı sunuyor. 

Şekil 3. Solda verilen PDB ID 5xdj proteininin bilgisini temel olarak aldıktan sonra girilen nota dizisinden çevrilmiş de nova protein dizaynı

İşleyiş teması

Geçtiğimiz iki yıl boyunca tüm dünyayı etkileyen ve gündemimizi epeyce meşgul eden SARS-CoV-2’ nin spike protein dizisi de notalara çevrildi ve birleştirilip bir parça haline getirildi. Tüm insanlığı dört duvara hapseden bu ölümcül virüsün masum parçasına kulak verin. Sıradaki şarkı Covid-19′ dan!

Kaynakça

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on print
Print

Siz de fikrinizi belirtin

Genel
Merve Günay
DNA DİZİLEME YÖNTEMLERİ

DNA, canlıların biyolojik varlığı için gerekli olan genetik talimatları taşıyan nükleik asittir. Hücrenin yönetici molekülüdür. DNA içerisinde bulunan bilgiler (genler) RNA’ya kodlanır. RNA’da bulunan bilgiler ise protein olarak ifade edilir. 1953 yılında DNA’nın yapısı Rosalind Franklin, Francis Crick ve James Watson tarafından keşfedildi. DNA çift sarmaldan oluşmaktadır. Bir sarmalda 4 çeşit baz bulunabilir; Adenin, sitozin,

Okumaya devam et »
Genel
Merve Günay
EVRİMSEL DİYET

Homo sapiens, günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür ve yemek pişirebilme türümüzün temel özelliklerinden biridir. Evrimsel süreçte atalarımızın beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı değişmiştir. İnsan ve şempanze türleri son 6 milyon yılda evrimleşmiştir. İnsan türünün altındaki bilinen 14 farklı tür bu süreçte evrimleşmiştir. Zamanla yaşam koşullarının değişmesiyle türlerin yedikleri besinlerde de değişim olmuştur. Şempanzeler,

Okumaya devam et »
Genel
Hüma Coşkun
İNSANLARIN EVRİMLEŞMESİ

Yüzyıllar boyunca bilim dünyasının sıkça tartıştığı konulardan biri “Evrim Teorisi” olmuştur. Bununla birlikte, öncelikli olarak insanların nereden ve nasıl evrimleştiği merak edilmiştir. Yapılan birçok araştırmanın ve araştırmalarla elde edilen kanıtların sonucunda insanların maymunlardan evrimleştiği açıklanmıştır. Kimileri bunu aşağılayıcı bir yorum olarak düşünüp bu gerçeği kabul etmemiştir. Ne kadar itiraz edilip kabullenilmese de bilimsel olarak insanın

Okumaya devam et »
Genel
İrem Yeşilyurt
BİYOTEKNOLOJİ DEVRİMİ: SENTETİK ORGANELLER

Canlılar ya tek ya da birden çok hücreden oluşurlar. Her hücrede de tıpkı memeli hayvanlarda olduğu gibi yaşamsal fonksiyonların devamlılığını sağlayan, bir nevi organ işlevi gören yapılar bulunur. Bu yapılara “organel” denir. Bazen organellerde işlevsel bozukluklar görülebilir veya laboratuvarda bir organik madde sentezlenirken organellerin ürettikleri yan ürünler üretilen organik maddeye zarar verebilir. Bu tip durumlar

Okumaya devam et »
Go to Top