Kanserin Hayatı

Hücrelerimizde oluşabilecek küçük bir mutasyonun, küçük bir kar topunun tepeden yuvarlanarak çığa dönüşmesi gibi kansere dönüşebileceğini biliyor muydunuz? Mutasyon, genetikte meydana gelen kalıtsal değişiklerdir. Kanser ise dış etkenlere veya kalıtsal yatkınlığa bağlı olarak DNA da meydana gelen mutasyon ve hasar sonucunda oluşur. Uzun yıllardır kanser hakkında birçok tedavi amaçlı çalışmalar olsa da hala %100 sonuç veren bir tedavi yöntemi yoktur. Peki biz bu yazımızda nelerden bahsedeceğiz? Kanserin oluşum aşamalarından, kansere neden olan dış etkenlerden ve son olarak kanser tedavileri hakkında sizlere bilgi vereceğiz.

İlk olarak kansere neden olan dış etkenlerden bahsedecek olursak,0 Güneş gibi günlük hayatımızda sürekli maruz kaldığımız zararlı ışınlar da kansere neden olabilir. Güneşte bulunan zararlı ultraviyole ışınlar, kanserojen ışınlardır dolayısıyla cilt kanserine en çok neden olabilecek etkenlerden birisi güneştir. Her ne kadar güneş bizim hayatımızın bir gerçeği olsa da sigara ve aşırı alkol tüketimi bir tercihtir. Sigarada bulunan nikotin vücuda her girişinde beyinde bulunan nikotin reseptörlerini uyarır ve dopamin salınımı artırır. Dopamin ise bağımlılığa etkisi olan önemli bir sinirler arası ileti maddesidir. Alkol, beynimizde bulunan doğal kimyasal GABA’yı etkin hale getirir. GABA beynimizdeki engelleyici bir maddedir yani beynin işlevlerini yavaşlatır. GABA kimyasalı ile alkol arasındaki bu bağıntıyla birlikte dopamin seviyesi artar. Bu nedenle aşırı kullanım bir süre sonra toleransımızı artırır ve alkol alınınca sigara içme isteğini de beraberinde getirir. Bu ikilinin birlikte kullanımının artmasıyla birlikte yassı hücreli ağız içi kanseri, gırtlak kanseri, karaciğer, pankreas gibi kanser çeşitlerinin gelişimini artırdığı bir gerçektir. Bir diğer dış etken ise radyasyon ve aşırı dozda röntgen ışınlarına maruz kalmaktır.

Peki kontrol edebildiklerimizin yanı sıra güneş gibi hayatın gerçeklerinden olan başka dış etkenler var mı? Hava kirliliği buna verilebilecek en iyi örnektir. Hava kirliliği; taşıt egzozları, enerji santralleri, kimyasal madde salınımları nedenleriyle her geçen gün artıyor. IARC’a göre, dünya genelinde her yıl akciğer kanseri nedeniyle 223.000 ölüm, hava kirliliğinden kaynaklanıyor. Hatta Dr. Kurt Straif, “dışarıdaki hava kirliliği, genel sağlık açısından tehlike oluşturmasının yanı sıra kansere bağlı ölümlerin de başta gelen çevresel nedenini oluşturuyor.” diyor.

Kanserin Oluşumu

Bir diğer konumuz olan kanserin oluşum aşamaları ise yazımızın en ilginç alt başlıklarından birisi.  Kanser türlerinin hepsi vücudumuzdaki sağlıklı hücrelerin durmadan bölünmesi ve yaşlı hücrelerin ölmemesiyle ortaya çıkar. Kanser hücreleri birikerek tümörleri oluşturur. Oluşan kanser hücreleri tümörlerden ayrılabilir ve vücudun başka bir bölgesine kan ve lenf dolaşım aracılığıyla taşınabilir. Kanser oluşumundaki bölünme evresi ise kendi içinde üçe ayrılır. Bunlar sırasıyla; hiperplazi, dizplazi ve kanser dokusunun oluşumudur. Hiperplazi evresi aslında hücrenin yapısında bir değişiklik meydana gelmeden kontrolsüz bölünmesidir. İkinci evre olan dizplazi evresi ise hücrelerin bozunmaya başladığı evredir. Bu evre aynı zamanda tümör ve doku kitlelerinin oluştuğu ilk andır. Üçüncü evre de ise kanser dokusu oluşmuştur ve hücreler bölünmeye devam eder. Böylelikle kitle büyür, kötü huylu tümörler ise uzak dokulara ve organlara yayılma yeteneğini bu evrede kazanır.

Kanserin Tedavisi

Kanser oluşumu hakkında edindiğimiz bilgilerin yanında bir de kanserin tedavisi hakkında birkaç bilgi vermek gerekirse: kanser tedavisi aslında kanser dokusunu yani tümörü sağlıklı bir biçimde hastanın vücudundan uzaklaştırmaktır. Buna en iyi örnek ise ameliyattır. Bir diğer sık kullanılan terapi yöntemi ise radyoterapidir. Radyoterapi, kanserli hücreleri iyonlaştırıcı ışınlara maruz bırakarak öldürmektir. İlaç ile tedavi yani kemoterapi uygulaması da mevcuttur. Kanser hücreleri sitotoksik ilaçlar ile öldürülür. İlaçlar kapsül şeklinde, serum şeklinde, tümör üstüne doğrudan olacak şekilde veya tümöre giden damar yollarına da uygulanabilir. Kanser ne yazık ki her zaman tedavi edilemez. Bu gibi durumlarda, hastalığın kontrol altına alınması da bir diğer seçenektir. Tedavi yöntemleri her geçen gün yapılan çalışmalar ile yeni bir umut olarak artmaya devam ediyor.

Bu yazımızda bahsettiğimiz konu kanserin oluşumu, nedenleri ve tedavisiydi. Umarım sizlerin bu konuda olan merakınızı biraz olsun giderebilmiş ve okurken keyifli vakit geçirmenizi sağlayabilmişizdir. İnsanlık umudunu yitirmediği sürece yeni tedavi yöntemleri ve ilaçlarla kanseri daha kısa sürede, acısız yenebileceğimiz günler çok yakında!

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on print
Print

Siz de fikrinizi belirtin

Genel
Merve Günay
DNA DİZİLEME YÖNTEMLERİ

DNA, canlıların biyolojik varlığı için gerekli olan genetik talimatları taşıyan nükleik asittir. Hücrenin yönetici molekülüdür. DNA içerisinde bulunan bilgiler (genler) RNA’ya kodlanır. RNA’da bulunan bilgiler ise protein olarak ifade edilir. 1953 yılında DNA’nın yapısı Rosalind Franklin, Francis Crick ve James Watson tarafından keşfedildi. DNA çift sarmaldan oluşmaktadır. Bir sarmalda 4 çeşit baz bulunabilir; Adenin, sitozin,

Okumaya devam et »
Genel
Merve Günay
EVRİMSEL DİYET

Homo sapiens, günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür ve yemek pişirebilme türümüzün temel özelliklerinden biridir. Evrimsel süreçte atalarımızın beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı değişmiştir. İnsan ve şempanze türleri son 6 milyon yılda evrimleşmiştir. İnsan türünün altındaki bilinen 14 farklı tür bu süreçte evrimleşmiştir. Zamanla yaşam koşullarının değişmesiyle türlerin yedikleri besinlerde de değişim olmuştur. Şempanzeler,

Okumaya devam et »
Genel
Hüma Coşkun
İNSANLARIN EVRİMLEŞMESİ

Yüzyıllar boyunca bilim dünyasının sıkça tartıştığı konulardan biri “Evrim Teorisi” olmuştur. Bununla birlikte, öncelikli olarak insanların nereden ve nasıl evrimleştiği merak edilmiştir. Yapılan birçok araştırmanın ve araştırmalarla elde edilen kanıtların sonucunda insanların maymunlardan evrimleştiği açıklanmıştır. Kimileri bunu aşağılayıcı bir yorum olarak düşünüp bu gerçeği kabul etmemiştir. Ne kadar itiraz edilip kabullenilmese de bilimsel olarak insanın

Okumaya devam et »
Genel
İrem Yeşilyurt
BİYOTEKNOLOJİ DEVRİMİ: SENTETİK ORGANELLER

Canlılar ya tek ya da birden çok hücreden oluşurlar. Her hücrede de tıpkı memeli hayvanlarda olduğu gibi yaşamsal fonksiyonların devamlılığını sağlayan, bir nevi organ işlevi gören yapılar bulunur. Bu yapılara “organel” denir. Bazen organellerde işlevsel bozukluklar görülebilir veya laboratuvarda bir organik madde sentezlenirken organellerin ürettikleri yan ürünler üretilen organik maddeye zarar verebilir. Bu tip durumlar

Okumaya devam et »
Go to Top