KARDAKİ GİZEMLİ IŞIK: BİYOLÜMİNESANS

Işıklarla gündelik hayatımızda oldukça sık karşılaşırız. Süsleme için minik LED ışıklar, trafik ışıkları, tabelalar… Ama ışıklar sadece elektrik enerjisiyle açığa çıkmaz. Bazı canlılar kimyasal enerjiyi ışığa dönüştürür. Ve yaşayan ışıklara dönüşürler. Ateşböceklerinden balıklara, tek hücreli planktonlardan mantarlara birçok canlı ışık saçar. Biyolüminesans olarak adlandırılan bu olay nasıl ve neden gerçekleşiyor? Karın içinde bulunan gizemli ışığın kaynağı ne? Biyolüminesansla ilişkisi ne?

Kardaki Gizemli Işığın Keşfi

Discovery’nin haberine göre 2021’in Aralık ayında, Rus Kuzey Kutbu’nun uzak bir bölgesinde, bilim insanları karda parlayan ışıklara rastladılar. Rus Kuzey Kutbu’nda mikrobiyolog Vera Emelianenko ve Mikhail Neretin köpekleriyle yürüyüşe çıkmışlardı. Vera, bembeyaz karın içinde soluk mavi bir ışık fark etti. Eline biraz kar alıp kartopu yaptı. Işıklar baskıyla daha fazla parlamıştı. Karın fotoğrafını çekmesi için istasyondan Alexander Semenov’u çağırdı. Alexander bu ışıkları çekip Facebook’ta paylaştı. Vera’nın Noel ışıklarına benzettiği ışıklar aslında canlıydı. Ertesi gün Vera, ışığın kaynağını bulmak için bir miktar karı sterio mikroskopta inceledi. Sulu petri kabında bazı kopepodlar (suda yaşayan küçük kabuklular) gördü. Bu küçük canlıları iğneyle dürttüğünde mavi ışıklar yaydığını gözlemledi.

Şekil 1: arcodiv.org

Kopepod nedir?

Arthropoda (Eklem bacaklılar) şubesinde bulunur. Okyanus besin ağında kilit rol oynar. Tipik olarak birkaç milimetre uzunluğunda, antenli, su damlası şeklindeki gövdeye sahip, tatlı veya tuzlu suda yaşayan kabuklulardır.

Karda bulunan özel kopepod türü Metridia longa genellikle okyanusun derinliklerinde bulunur. Bu yüzden Beyaz Deniz Kıyılarında karın içinde bulunması biraz ilginç. Deniz zooplanktonu uzmanı Ksenia Kosobokova güçlü bir akıntıyla kopepodların kıyıya sürüklenebileceğini söylüyor. Beyaz Deniz’in yükselen gelgiti günde iki kez karaya vurması bu olasılığı arttırıyor. Kosobokova, kardaki kopepodların solduğunu ama canlı olduğunu tahmin ediyor. Ancak biyolüminesans uzmanları, ışığın soluk olduğundan ölü olabileceklerini söylüyorlar. Bu olay hakkında detaylı araştırma yapılacağı belirtildi.

Biyoliminesans’a (Biyo-Işıklandırma) Yakından Bakış

Biyolüminesans nedir?

Biyolüminesans yaşam anlamına gelen bios ve ışık anlamına gelen lumen Latince kelimelerden oluşmuştur. Biyolüminesans, canlıların kimyasal yolla biyolojik ışık üretmesi anlamına gelir. Işık farklı renklerde oluşabilir. Bu farkın başlıca nedenleri ortam koşulları ve lusiferin türüdür.  Deniz canlılarında genellikle mavi, yeşil renk olarak karşımıza çıkar. Bunun nedeni mavi ışığın dalga boyunun kısa olması böylece suda daha uzak mesafelere ulaşabilmesidir. Genelde bu ışık insan gözüyle görülebilir.

Hangi canlılar biyolüminesans yapar?

Biyolüminesans özellikle su yaşamında karşımıza çıkar. Denizlerde ve okyanuslarda balık, ahtapot, deniz kabukluları, denizanası, köpekbalığı gibi canlılar bulunur. Karada ise ateşböcekleri, bazı omurgasızlar, mantarlar, bakterilerde biyolüminesans görülür.

Kimyasal tepkime nasıl gerçekleşir?

Şekil2: fizikist.com

ATP + Lusiferin + Kofaktör (O2) + Lusiferaz + Mg+2 (veya Ca+2 gibi metal iyonları) ➡ AMP + Oksilusiferin + PPi* + CO2 + Işık

PPi: ATP’den AMP’ye geçerken 2 fosfatın birlikte kopup P2O74– (Pyrophosphate)oluşmuş halidir.

Tepkime sıcaklık, basınç ve ortamın asitlik derecesinin farkı ile başlayabilir. Örneğin kıyıya vuran dalgalar denizde yaşayan bazı tek hücreli planktonların biyolüminesans tepkimesini başlatır. Kopepodları iğneyle dürtme gibi fiziksel etkilerle tepkime gerçekleşmiş ve ışık şiddeti artmıştır.

Tepkimenin ana karakteri lusiferin maddesidir. Lusiferin birçok çeşidi ve elde ediliş yolu vardır. Çeşitli lusiferinler farklı tepkimeler verebilir. Ama temel olarak lusiferin ATP (enerji) kullanarak oksijen ile tepkimeye girer. Ve ışık açığa çıkar. Kendi başına, lusiferin çok soluk, sabit bir parıltı üretir. Bu noktada lusiferaz enzimi rol oynar. Ortamda bulunan lusiferaz enzimi süreci hızlandırır ve daha parlak bir ışık çıkmasını sağlar. Tepkimenin sonunda ise inaktif oksilusiferin açığa çıkar. Bu madde başka kimyasal tepkimelerden geçerek tekrar lusiferin dönüşür. Tekrar kullanılır.

Canlılar neden biyolüminesans yapar?

Biyolüminesans sonucu oluşan ışıklar, güzel görünüyor diye Noel ışığı gibi süsleme için kullanılmıyor elbet. Canlılar biyolüminesans özelliği pek çok açıdan kullanıyorlar. Bunlar avcıları korkutup kaçırma, avlanma, eş bulma, saklanma olabilir. Örneğin çok tanıdık bir lüminesan (biyolüminesans yapan) canlı olan ateşböcekleri ışığını, iletişimde veya eş bulmada kullanabilir. Yaydıkları ışık belli uzunlukta ve aralıktadır.

Biyoteknolojide biyolüminesans

Yolunuzu aydınlatmak için canlı bir feneriniz olabilir. Bilim insanları, elektrik olmadan çalışan el feneri ve sokak lambası oluşturmaya çalışıyor. Bunun için biyolüminesan algler ve bitkiler kullanılıyor. Biyolüminesan mikroorganizmalar kanserli hücrelerin takibi, kirli sulardaki bazı toksinleri ayırt etmede belirteç olarak kullanılabilir. Bu konuda çalışmalar artacak gibi görünüyor. Böylece biyolüminesan canlılar sadece kendini değil bilimi de aydınlatacak hale gelebilir.

KAYNAKLAR

EDİTÖR

Beyza Nur AKMAN

Merhaba ben Beyza Nur Akman. 19 yaşındayım. Yıldız Teknik Üniversitesinde Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü 1. Sınıf öğrencisiyim. Popüler bilim yazılarıyla herkese hitap eden bilgi dolu yazılar yazmaya çalışıyorum. Popüler bilim yazıları okumanın günümüzü anlama, geleceğimizi tahmin etme ve ona hazırlıklı olma açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de ilgi çekici güncel konular hakkında yazılar yazarak inandığım şeye hizmet etmek için hem editör hem yazar olarak buradayım. Hepinize keyifli okumalar dilerim.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on print
Print

Siz de fikrinizi belirtin

Genel
Merve Günay
DNA DİZİLEME YÖNTEMLERİ

DNA, canlıların biyolojik varlığı için gerekli olan genetik talimatları taşıyan nükleik asittir. Hücrenin yönetici molekülüdür. DNA içerisinde bulunan bilgiler (genler) RNA’ya kodlanır. RNA’da bulunan bilgiler ise protein olarak ifade edilir. 1953 yılında DNA’nın yapısı Rosalind Franklin, Francis Crick ve James Watson tarafından keşfedildi. DNA çift sarmaldan oluşmaktadır. Bir sarmalda 4 çeşit baz bulunabilir; Adenin, sitozin,

Okumaya devam et »
Genel
Merve Günay
EVRİMSEL DİYET

Homo sapiens, günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür ve yemek pişirebilme türümüzün temel özelliklerinden biridir. Evrimsel süreçte atalarımızın beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı değişmiştir. İnsan ve şempanze türleri son 6 milyon yılda evrimleşmiştir. İnsan türünün altındaki bilinen 14 farklı tür bu süreçte evrimleşmiştir. Zamanla yaşam koşullarının değişmesiyle türlerin yedikleri besinlerde de değişim olmuştur. Şempanzeler,

Okumaya devam et »
Genel
Hüma Coşkun
İNSANLARIN EVRİMLEŞMESİ

Yüzyıllar boyunca bilim dünyasının sıkça tartıştığı konulardan biri “Evrim Teorisi” olmuştur. Bununla birlikte, öncelikli olarak insanların nereden ve nasıl evrimleştiği merak edilmiştir. Yapılan birçok araştırmanın ve araştırmalarla elde edilen kanıtların sonucunda insanların maymunlardan evrimleştiği açıklanmıştır. Kimileri bunu aşağılayıcı bir yorum olarak düşünüp bu gerçeği kabul etmemiştir. Ne kadar itiraz edilip kabullenilmese de bilimsel olarak insanın

Okumaya devam et »
Genel
İrem Yeşilyurt
BİYOTEKNOLOJİ DEVRİMİ: SENTETİK ORGANELLER

Canlılar ya tek ya da birden çok hücreden oluşurlar. Her hücrede de tıpkı memeli hayvanlarda olduğu gibi yaşamsal fonksiyonların devamlılığını sağlayan, bir nevi organ işlevi gören yapılar bulunur. Bu yapılara “organel” denir. Bazen organellerde işlevsel bozukluklar görülebilir veya laboratuvarda bir organik madde sentezlenirken organellerin ürettikleri yan ürünler üretilen organik maddeye zarar verebilir. Bu tip durumlar

Okumaya devam et »
Go to Top