ORGANOİD TEKNOLOJİSİ

Organoidler seçili organı kopyalayarak kök hücrelerden üretilen, üç boyutlu küçük doku kültürleridir. Bu mini kültürler organın kendine has özelliklerini kopyalayabilirler veya organa özgü davranışlar gösterebilirler ve bazı hücreleri üretebilirler. ABD’li biyolog Ross Harrison’un 1907 yılında erişkin bir kurbağanın lenf sıvısında bulunan sinir hücrelerini büyütmesi ile organoid teknolojisinde yer edinen hücre kültürü tekniğinin temelleri atıldı.

Şekil 1. Organoid teknolojisi sonucu üretilmiş kök hücreler, organizmada halihazırda mevcut olan kök hücreler gibi diğer hücrelere dönüşebilir.

Gerçekleşen Gelişmeler ve Olasılıklar

Harvard Kök Hücre Enstitüsü’nün görüşü olarak teoride tüm doku ve organları kopyalayan organoidler mümkün. Günümüze kadar kopyalanmış beyin, böbrek, akciğerler, bağırsaklar, mide ve karaciğer bu teknolojinin ürünleri. Ayrıca organoidlerde kendini yenileyebilen kök hücre grupları bulunur. Bu sebeple organoid teknolojisi sonucu üretilmiş bu kök hücreler organizmada halihazırda mevcut olan kök hücreler gibi diğer hücrelere dönüşebilir.

Hastalıkların Keşfinde ve Tedavi Sürecinde Organoidler

Bazı zamanlarda hasta organdan alınan hücreler laboratuvar ortamında büyüyemediğinden veya doku alınamadığından hastalığın nasıl oluştuğunu öğrenmenin ve olası tedavi yöntemlerini denemenin imkanı olmaz. Bulaşıcı hastalıkların ve çeşitli kanser türlerinin tedavisinde, kalıtımsal hastalıkların modellenmesinde veya bazı biyomedikal uygulamalarında organoid teknolojisinden faydalanılabilir. Örneğin hamilelikte anneye bulaştığında bebekte mikrosefali ve gelişimsel bozukluklara neden olan zika virüsünün bu hastalığı nasıl oluşturduğunu anlamak organoidler ile mümkün. Ayrıca tedavide kullanılabilecek ilaç etken maddelerinin belirlenmesine yönelik araştırmalarda da organoidler kullanılmakta ve virüse karşı kullanılabilecek antiviral ilaç maddesi belirlenebiliyor. Bir diğer örnek olarak olarak kanserli hücrelerden elde edilen organoidler sayesinde mevcut kanser türünün çok benzer modeli elde ediliyor. Kanser türünün tedavisine yönelik farklı ilaç karışımları denenerek hücrenin dayanıklılığı belirlenebiliyor.

Şekil 2. Lgr5+ kök hücrelerden yetiştirilen bağırsak organoidi

İlaç Üretiminde Organoidlerin Etkisi

Bazı sektörlerde yapılan testlerde pek çok maddenin hücreler üzerinde denenmesi gerekiyor. Günümüzde doku testleri için deney hayvanları kullanılmakta ve bu durum hayvanlara çeşitli olumsuzluklar yaşatıyor. Organoid teknolojisi ise kopyalanmış insan hücreleri üreterek ve doku testlerinde doğrudan kullanılarak yapılan ilaç yetiştirme ve üretilecek ürünlerin imalat aşamaları birçok deney hayvanını yaşadıkları olumsuz koşullardan kurtarabilir.

Kaynakça

  • R Salick, F Wells, Eggan, Kaykas, M. M. K. A. (2017, September 19). Modelling Zika Virus Infection of the Developing Human Brain In Vitro Using Stem Cell Derived Cerebral Organoids. NCBI. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5752258/
  • Department of Neuroscience, Novartis Institutes for BioMedical Research, Stanley Center for Psychiatric Research, Broad Institute of MIT and Harvard, Department of Stem Cell and Regenerative Biology and Harvard Stem Cell Institute, Harvard University
  • Şekil 1: Organoidler: Hastalık Modellemenin Geleceği mi? – KURIOUS. (n.d.). Retrieved May 15, 2022, from https://kurious.ku.edu.tr/haberler/organoidler-hastalik-modellemenin-gelecegi-mi/
  • Şekil 2: St Johnston, D. (2015). The Renaissance of Developmental Biology. PLoS Biology, 13(5). https://doi.org/10.1371/JOURNAL.PBIO.1002149

EDİTÖR

Kardelen AKILLI

Merhaba, ben Kardelen. Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik öğrencisiyim. Duygularımı ifade etmek ve kendimi iyi hissetmek için kendimi hep yazarken buldum. Şimdi ise bu platformda ilgimi çeken ve sizlerin de okurken keyif alacağı bilimsel içerikler yazmayı planlıyorum. Bilimle kalın. Keyifli okumalar…

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on print
Print

Siz de fikrinizi belirtin

Genel
Merve Günay
DNA DİZİLEME YÖNTEMLERİ

DNA, canlıların biyolojik varlığı için gerekli olan genetik talimatları taşıyan nükleik asittir. Hücrenin yönetici molekülüdür. DNA içerisinde bulunan bilgiler (genler) RNA’ya kodlanır. RNA’da bulunan bilgiler ise protein olarak ifade edilir. 1953 yılında DNA’nın yapısı Rosalind Franklin, Francis Crick ve James Watson tarafından keşfedildi. DNA çift sarmaldan oluşmaktadır. Bir sarmalda 4 çeşit baz bulunabilir; Adenin, sitozin,

Okumaya devam et »
Genel
Merve Günay
EVRİMSEL DİYET

Homo sapiens, günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür ve yemek pişirebilme türümüzün temel özelliklerinden biridir. Evrimsel süreçte atalarımızın beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı değişmiştir. İnsan ve şempanze türleri son 6 milyon yılda evrimleşmiştir. İnsan türünün altındaki bilinen 14 farklı tür bu süreçte evrimleşmiştir. Zamanla yaşam koşullarının değişmesiyle türlerin yedikleri besinlerde de değişim olmuştur. Şempanzeler,

Okumaya devam et »
Genel
Hüma Coşkun
İNSANLARIN EVRİMLEŞMESİ

Yüzyıllar boyunca bilim dünyasının sıkça tartıştığı konulardan biri “Evrim Teorisi” olmuştur. Bununla birlikte, öncelikli olarak insanların nereden ve nasıl evrimleştiği merak edilmiştir. Yapılan birçok araştırmanın ve araştırmalarla elde edilen kanıtların sonucunda insanların maymunlardan evrimleştiği açıklanmıştır. Kimileri bunu aşağılayıcı bir yorum olarak düşünüp bu gerçeği kabul etmemiştir. Ne kadar itiraz edilip kabullenilmese de bilimsel olarak insanın

Okumaya devam et »
Genel
İrem Yeşilyurt
BİYOTEKNOLOJİ DEVRİMİ: SENTETİK ORGANELLER

Canlılar ya tek ya da birden çok hücreden oluşurlar. Her hücrede de tıpkı memeli hayvanlarda olduğu gibi yaşamsal fonksiyonların devamlılığını sağlayan, bir nevi organ işlevi gören yapılar bulunur. Bu yapılara “organel” denir. Bazen organellerde işlevsel bozukluklar görülebilir veya laboratuvarda bir organik madde sentezlenirken organellerin ürettikleri yan ürünler üretilen organik maddeye zarar verebilir. Bu tip durumlar

Okumaya devam et »
Go to Top