YARIM KİLO YAPAY ET

Gelişen teknolojiyle birlikte geçmişten günümüze kadar gıda sektöründe büyük adımlar atıldı. Geleceğimizi iyi yönde mi kötü yönde mi etkiledikleri konusunda hâlâ süren tartışmalar olsa da biyoteknolojik gelişmelerin gıda sektöründeki rolü görmezden gelinebilecek boyutta değil. Dünya üzerinde etin her türlüsüne olan ilgi oldukça fazla. İnsanlar ete bayılıyor. Daha fazla insan demek daha fazla et talebi demek. Son 50 yılda insan nüfusu ikiye katlandı ama et tüketimi 3 katına çıktı. İnsanların ete karşı olan bu iştahlarını doyurmak için her gün sayısız hayvan kesim işlemlerinden geçip paketleniyor. Her yıl 56 milyar çiftlik hayvanı, eti için kesiliyor. Yine de bu hayvanların eti günümüzdeki et ihtiyacını tam anlamıyla karşılamıyor. İşin kötü tarafı insan ırkı hızla çoğalmaya devam edecek ve ete duyduğumuz bu ihtiyaç gün geçtikçe katlanarak artacak.

Yapay Et Üretme Yöntemleri

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere hayvan çiftliklerinin sayısı oldukça fazla. Bilim adamlarının etin geleceği ve dünyadaki et talebini karşılamak için ortaya sunduğu iki çözüm var. İlki hayvanı öldürmeden hayvandan doku örnekleri alıp laboratuvar ortamında onun gelişmesini sağlayarak ondan et üretmek. Diğeri ise hayvanların etlerini analiz edip eti et yapan şeyleri bulduktan sonra bunları bir araya getirerek et üretmek.

Hücre Kültürüyle Üretim

  Bu yöntemde eti üretilecek olan hayvanın embriyosundan ya da kas dokusundan bazı hücreler alınır ve bu hücreler biyoreaktör ortamlarına konulur. Biyoreaktörlerin içerisinde şekerli, vitaminli, proteinli et suyu bulunur. Burada bulunan kök hücreler gün geçtikçe çoğalırlar ve büyürler. Belirli işlemlerden geçtikten sonra et olarak tüketilebilecek miyolifler oluşur.

Şekil 1: hücre kültürüyle üretim mekanizması

Analiz Yöntemiyle Üretim

Bu yöntem bakterilere insülin hormonu salgılattırılması işlemine benzer. Etler laboratuvar ortamlarında analiz edilirler. İşlemde kullanılacak bakterilerin genetiği değiştirilerek onlara hayvan etlerindeki maddeleri üretebilecek genler enjekte edilir ve böylece et üretimi başlanır. Bu yöntem hayvandan bağımsız olduğu için sakıncalı bir durum olarak gözükse de aslında değil. Çünkü hayvanlarda bu özelliği hangi gen sağlıyorsa aynı gen bakteriye aktarılıyor, tıpkı insülin hormonu örneğinde olduğu gibi.

Yapay Etin Avantajları

Şekil 2

Yapay etin birçok avantajı bulunmaktadır.  Öncelikle geleneksel et endüstrisinde et üretmek için yapılan işlemler çevreye oldukça zarar vermektedirler. Geleneksel et üretme yöntemleriyle havaya metan gazı, karbondioksit ve nitrik oksit salınır ve bu gazlar sera etkisine neden olurlar. Ayrıca çiftlikler ve hayvanlar yüzeysel olan birçok tarım alanını işgal etmektedirler. Eğer yapay et teknolojisi geliştirilirse bu alanlar yine insanların gıda ihtiyacını karşılamak üzere bitki üretimi için kullanılabilir hale getirilebilir. Bütün bunlara ek olarak, her gün gıda ihtiyacını karşılamak için birçok hayvan hayata gözlerini yumuyor. Ama aslında yapay et teknolojisi ön plana çıkarsa bu hayvan kesimlerinin de önüne geçmiş olunacak. Bu konuda eski birleşik krallık başbakanı Winston Churchill “Yalnızca tavuk göğsü ve butu yiyeceksek, bütün tavuk yetiştirmeyelim” sözlerini söylemiştir.

Yapay Etin Dezavantajları

Yapay et teknolojisi henüz çok gelişmemiş bir teknolojidir. Laboratuvarda üretilen etlerin maliyeti şu an piyasada olan etlerden çok çok daha yüksek. Ekonomik bir hale getirilmesi ve seri üretime geçilebilmesi için genetik ve doku mühendislerinin kat etmesi gereken daha çok yol var. Ayrıca yeni bir teknoloji olduğu için “İnsan sağlığına herhangi bir sakıncası var mı ve varsa ne?” gibi soruların cevapları da henüz bilinmiyor.

Şekil 3

Tüketicinin Bakış Açısı

Yapay etin laboratuvar ortamında üretildiği gerçeği birçok insanın yapay ete karşı önyargılı yaklaşmasına sebep oluyor. Aslında insanların bu tutumlarının temeli sağlam değil. Günümüz dünyasında hazır gıdalar hayatımızın her yerinde. Her gün hepimiz birçok hazır ürünü tüketiyoruz ve onlar da bir zamanlar laboratuvar ortamında testlerden geçerek şu an piyasaya çıkmış durumda. Ya da farklı bir bakış açısından bakarsak şu an tükettiğimiz hayvanların etleri, doğada kendi şartlarıyla büyüyen ve gelişen hayvanların etlerinden birçok şekilde farklı. Maliyeti azaltmak ve hayvanlardan daha çok et alabilmek için şu an hayvanların yedikleri yemlerden, içtikleri sudan tutun genlerine kadar birçok şey hali hazırda değiştiriliyor ve doğal halinde kalmıyor.

Yapay et teknolojisi eğer biraz daha geliştirilirse gıda sektöründe çığır açan bir yenilik olacak, hayatlarımıza yeni kavramlar girecek. Fakat bu süreç tamamen bu konuda çalışan mühendislerin ve biyologların çalışmalarına bağlı gibi duruyor. Şu an insanlar röportajlarda çok rahat bir şekilde yapay et tüketmeyeceklerini dile getiriyorlar ama geleneksel et sektöründe dünyamızın geleceğini tehdit eden bir sürü etken var. Zaman ilerledikçe belki de yapay etten başka bir tercihimiz olmayacak. Ben ilerleyen yıllarda insanların yapay ete karşı ördükleri bu duvarları yıkacağını düşünüyorum.

KAYNAKÇA

Görsel Kaynakları

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on print
Print

Siz de fikrinizi belirtin

Genel
Merve Günay
DNA DİZİLEME YÖNTEMLERİ

DNA, canlıların biyolojik varlığı için gerekli olan genetik talimatları taşıyan nükleik asittir. Hücrenin yönetici molekülüdür. DNA içerisinde bulunan bilgiler (genler) RNA’ya kodlanır. RNA’da bulunan bilgiler ise protein olarak ifade edilir. 1953 yılında DNA’nın yapısı Rosalind Franklin, Francis Crick ve James Watson tarafından keşfedildi. DNA çift sarmaldan oluşmaktadır. Bir sarmalda 4 çeşit baz bulunabilir; Adenin, sitozin,

Okumaya devam et »
Genel
Merve Günay
EVRİMSEL DİYET

Homo sapiens, günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür ve yemek pişirebilme türümüzün temel özelliklerinden biridir. Evrimsel süreçte atalarımızın beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı değişmiştir. İnsan ve şempanze türleri son 6 milyon yılda evrimleşmiştir. İnsan türünün altındaki bilinen 14 farklı tür bu süreçte evrimleşmiştir. Zamanla yaşam koşullarının değişmesiyle türlerin yedikleri besinlerde de değişim olmuştur. Şempanzeler,

Okumaya devam et »
Genel
Hüma Coşkun
İNSANLARIN EVRİMLEŞMESİ

Yüzyıllar boyunca bilim dünyasının sıkça tartıştığı konulardan biri “Evrim Teorisi” olmuştur. Bununla birlikte, öncelikli olarak insanların nereden ve nasıl evrimleştiği merak edilmiştir. Yapılan birçok araştırmanın ve araştırmalarla elde edilen kanıtların sonucunda insanların maymunlardan evrimleştiği açıklanmıştır. Kimileri bunu aşağılayıcı bir yorum olarak düşünüp bu gerçeği kabul etmemiştir. Ne kadar itiraz edilip kabullenilmese de bilimsel olarak insanın

Okumaya devam et »
Genel
İrem Yeşilyurt
BİYOTEKNOLOJİ DEVRİMİ: SENTETİK ORGANELLER

Canlılar ya tek ya da birden çok hücreden oluşurlar. Her hücrede de tıpkı memeli hayvanlarda olduğu gibi yaşamsal fonksiyonların devamlılığını sağlayan, bir nevi organ işlevi gören yapılar bulunur. Bu yapılara “organel” denir. Bazen organellerde işlevsel bozukluklar görülebilir veya laboratuvarda bir organik madde sentezlenirken organellerin ürettikleri yan ürünler üretilen organik maddeye zarar verebilir. Bu tip durumlar

Okumaya devam et »
Go to Top