Hayatta bizi biz yapan ve birbirimizden farklı kılan birçok özelliğimiz var. Bunlardan biri de bilinçli veya
bilinçsiz bir şekilde gösterdiğimiz davranışlarımız. Peki ya bu davranışları nereden öğrendik? Doğuştan
bir bilgiye mi sahibiz yoksa çevremizde gözlemlediğimiz alışılmış davranışların aynısını mı taklit
ediyoruz?
Genetik bilgi ve çevresel faktörler yalnızca fiziksel gelişimimizi etkilemekle kalmayıp düşünce
ve davranışlarımıza da yön veriyor.
DAVRANIŞ VE GEN İLİŞKİSİ
Davranışlarımızı neyin belirlediğini elbet merak etmişsinizdir. Aniden verdiğimiz tepkiler, içgüdü olarak adlandırdığımız hareketler ya da dışarıdan gözlemlenemeyen içsel davranışlar… Sadece insanlarda değil, hayvanlarda da bizim davranışlarımıza benzer birçok örnek bulunur. Köpeklerin kuyruk hareketleri ile diğer canlılarla iletişime geçmesi, kuşların kendi aralarında anlaşabilmek için adeta şarkı söylemeleri veya arıların dans ederek birbirlerinden haberdar olması. Hem insanlarda hem de diğer canlılarda görülen bu tür davranışların en temelinde genetik kod yatıyor.
Araştırmacılara göre, canlıların bilinçli (öğrenilmiş) veyahut bilinçsiz (doğuştan gelen) davranışlar sergilemesi gen bilgisi ve çevrenin harmanlaması ile ortaya çıkıyor. Bu gibi durumlarda genlerimizi ve çevresel faktörleri birbirinden ayrı tutmak oldukça yanlış olur. Çünkü, her ne kadar canlıların temelinde gen var olsa da çevresel etmenler de davranışlarımızda büyük bir rol oynar. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse Konrad Lorenz tarafından kazlar kullanılarak yapılan bir deneyde, kaz yavruları doğduktan sonra annelerinden uzaklaştırılıyor ve gelişim evrelerinde Lorenz kendini anne figürü yerine koyuyor. Zaman içerisinde hiçbir sorun çıkmıyor ve kaz yavruları anneleri olarak Lorenz’i kabul ediyor. Bu olaya “mühürleme” adı verilir. Sonuç olarak verilen örnek bir yanda davranışın önemli bir kısmının genetiğe bağlı olduğunu gösterirken bir yanda da davranışın çevredeki değişkenlere göre şekillenebileceğini gösterir.
Görsel 1: Lorenz ve deneyinde kullandığı kazlar
(Görsel 1 kaynak: https://drvaleriegalante.files.wordpress.com/2009/12/lorenz-and-ducklings.jpg)
Davranış ve gen ilişkisi üzerinde yoğunlaşabileceğimiz bir başka örnek ise ikizler. Çift yumurta ikizlerinin gen dizilimlerinin farklı olduğunu, tek yumurta ikizlerinin ise aynı olduğunu biliyoruz. Peki bu dizilimler düşünce ve davranış dünyalarında da aynı etkiyi mi yaratıyor?
İKİZLER DE AYNI MI DAVRANIR?
İkizler, şimdiye kadar birçok araştırmanın konusu olmuştur. Özellikle tek yumurta ikizleri aynı genlere sahip, fiziksel açıdan neredeyse tıpatıp aynı iki insan olmakla beraber kişisel olarak farklılıklar gösterebilir. Örneğin, birbirlerinden ayrı ortamlarda büyütülen tek yumurta ikizlerinin çevrelerindeki farklı sosyo-kültürel faktörlerden etkilenerek farklı davranışlar geliştirdiği gözlemlenmiştir. Tek yumurta ikizlerinin gen dizilimlerinin aynı olduğunu bildiğimize göre bu durumda farklılık yaratan etkenin çevre olduğunu anlayabiliriz.
Tek yumurta ikizlerinin ve çift yumurta ikizlerinin karşılaştırıldığı bir örnekte ise beraber yetiştirilen tek yumurta ikizlerinin mutluluk, kaygı ve stres gibi duygulardan kaynaklanan davranışlarının, beraber yetiştirilen çift yumurta ikizlerine kıyasla çok daha benzer olduğu vurgulanmıştır. Bu durumda ise çevrenin aynı kaldığını ve farklılık yaratan unsurun gen dizilimi olduğunu söyleyebiliriz.
Günümüzdeki bilim insanları davranışı etkileyen tek unsurun genetik olmadığını, çevresel faktörlerin de bir o kadar önemli olduğunu vurguluyor ve çevrenin davranış ile ilişkisini modern teoriler ile açıklıyor.
MODERN TEORİYE GÖRE DAVRANIŞ
Modern teoriye göre; genler, paylaşılan çevre ve paylaşılmayan çevre davranışlarımız üzerinde çok büyük etkiye sahiptir. Paylaşılan çevre, ortak bir alandan veya içerisinde beraber zaman geçirilen bir ortamı kastederken paylaşılmayan çevre ise gen ortaklıkları bulunsa dahi bireylerin kişisel seçimlerinden dolayı oluşan farklılıklarını ifade eder. İkiz kardeşlerin farklı okullara gönderilmesi sonucu maruz kaldıkları çevrelerin aynı olmaması sebebi ile ilgi alanlarının değişmesi ve bunun sonucunda birbirlerinden çok farklı iki kişiliğe sahip olmaları örnek olarak verilebilir.
Görsel 2: İkizler, çevresel faktörlere bağlı olarak farklı ruh hallerine bürünebilirler.
Davranışı, bireyden bireye değişiklik gösteren bir özellik veya genetik bilginin nesiller boyu aktarılması sonucu tipik bir özelliğin her nesilde görülmesi olarak özetleyebiliriz. Başka bir deyişle, çevreden gelen etkilere karşı bir tepki mekanizması da diyebiliriz. Tüm bu davranışların oluşumuna katkı sağlayan gen ve çevre araştırmalardaki yerini hala koruyor, zira davranış genetiği oldukça yeni bir araştırma alanı. Davranışların gizemli doğası gün geçtikçe yeni bilgilerle aydınlatılmaya devam ediliyor ve bu bilgiler kendimizi daha iyi analiz etmemizi sağlıyor. Sizler de içinizdeki kişiyi daha yakından tanımak istemez miydiniz?
KAYNAKÇA
- Engin, A. O., Calapoğlu, M., Seven, M. A., & Yörük, A. (n.d.). Davranışlarımızın Genetik ve Çevresel Boyutları. Kafkas Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi. https://dergipark.org.tr/en/pub/kujs/issue/30854/337762
- Breed, M. D., Ağacı, E., Özdil, A. Ş. (2017, September 09). Canlıların Davranışları Nasıl Şekillenir? Hem Çevre Hem Genetik Yapı Davranışı Birlikte Etkiler!. Evrim Ağacı. Retrieved November 05, 2023. from https://evrimagaci.org/s/472
- Ateş, A., Bakırcı, Ç. M. (2020, January 18). Davranışsal Genetik ve İkiz Araştırmaları: Aynı Genler, Aynı Kişilikleri Yaratır mı?. Evrim Ağacı. Retrieved November 06, 2023. from https://evrimagaci.org/s/7825
- Hager, S. B., Demirden, E., Ölez, Ş. (2018, August 14). Türlerin Sergileyebileceği Davranışların Çeşitliliği Nasıl Belirlenir?. Evrim Ağacı. Retrieved November 12, 2023. from https://evrimagaci.org/s/7361
Yazar: Buse UÇAR / Yıldız Teknik Üniversitesi – Biyomühendislik
Merhaba, ben Buse. Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik bölümü öğrencisiyim. Bilimin ve biyolojinin olduğu her alanda çalışmaktan mutluluk duyarım. Kitap okumak hayatımın büyük bir bölümünü oluşturur. Ayrıca gezmek ve resim çizmek de hobilerim arasındadır.
Editör: Revan KİŞİBEYOV / Yıldız Teknik Üniversitesi – Moleküler Biyoloji ve Genetik
Merhaba, ben Revan. Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuyorum. Yeni yerler keşfetmek, rapor yazmak ve yemek yemek üzerine düştüğüm aktivitelerdir. Aynı zamanda kitap okumaktan ve film izlemekten hoşlanıyorum.
Editör: Hüma COŞKUN / Yıldız Teknik Üniversitesi – Moleküler Biyoloji ve Genetik – Biyomühendislik
Merhaba, ben Hüma. Biyogen Kültür ve Basın-Yayın Kurulu başkanıyım. Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik ve çift ana dal programıyla Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümündeyim. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı sertifika programı Obua dalı öğrencisiyim. Enstrüman çalmanın, şarkı söylemenin, birçok dalda okuma ve araştırma yapmanın beni tarif eden şeyler olduğunu söyleyebilirim. Biyogen’de yazdığım ve editlediğim yazılar mevcut, isterseniz gelin birlikte inceleyelim.