Soğuk kış aylarında aşkı aramamızın sebebi; depresif geçen bu mevsimde yalnızlığımızı gidermek, modumuzu biraz olsun değiştirmek ve

Tabii ki de ellerimizi ısıtacak birisine ihtiyaç duymamız!

AŞK NEDİR?

Aşk duygusunu ifade etmek bence oldukça zordur. Bu zorluğun temel sebebi aşkın kişiden kişiye göre değişmesidir. Âşık olduğumuz şeye ya da kişiye, bulunduğumuz ortama, hava koşullarına ve diğer birçok değişkene bağlı olarak hissettiğimiz aşk da farklıdır. Duygu durumumuz bile, her gün stabil kalamazken nasıl sürekli hissettiğimiz aşk duygusu aynı olabilir ki? Mevlana’ya sorulan ‘’Aşk nedir?’’ sorusuna verdiği ‘’Ben ol ki bilesin!’’ cevabı bu duruma verilebilecek belki de en iyi örneklerdendir. Yani onun hissettiği aşkı o olmadan öğrenemeyiz, anlayamayız ve hissedemeyiz.

   Aşk, tanımlanması bu kadar zor bir duyguyken bilimsel olarak bu duyguyu açıklamak çok da kolay değil; fakat âşık olan birçok insanda ortak gözlenen birtakım biyolojik değişiklikler var. Mesela âşık olduğumuzda vücudumuzdan ‘’feromon’’ adında bir hormon sayesinde karakteristik kokular salgılarız. Belki de ‘’havada aşk kokusu var’’ lafı da buradan gelmiştir! Çok fark etmesek de gerçekten âşık olunca havada bir koku oluyormuş demek ki. Bir de şu yanılgıyı kırmazsak olmaz, herkes aşkın kalple bağlantılı olduğunu düşünür; fakat diğer tüm duygularımız gibi o da beynimizle ilgilidir. Orada oluşur, orada devam eder ve orada biter. Bu esnada kalp atışlarımız hızlanır ve bu da sanki aşkı kalbimizde hissediyormuşuz gibi bir yanılgı oluşturur.

Görsel 2: Oldukça bilimsel bir aşık insan DNA’sı tasviri

(Görsel 2 kaynak: https://www.freepik.com/free-photo/red-dna_1023493.htm#query=cells%20of%20love&position=3&from_view=search&track=ais&uuid=0e9da0ca-6834-4aa6-b545-99d06c6c9a26)

AŞKIN ARDINDAKİ BİYOLOJİ

 Aşk duygusunun oluşmasında testosteron, östrojen, dopamin, noradrenalin, serotonin, oksitosin ve vazopressin hormonları rol oynar. Östrojen ve testosteron hormonları, ilk âşık olduğumuzda ortaya çıkar ve cinsel dürtüleri uyandırır.  Östrojen dişilerde daha çok bulunurken testosteron türün erkek bireylerinde çoğunluktadır. Dopamin hormonu ise çoğunuzun halihazırda bildiği gibi mutluluk hissini bize kazandıran hormondur. Hani bir bakış olur ya böyle ruhunuzun derinliklerine bakar sanki, işte o an dopamin zirvelerde olur. Noradrenalin ise aslında bizi çiftleşmeye hazırlayan belirtileri ortaya çıkartır. Ağzımız kurur, kalp atışlarımız hızlanır, mide kaslarımız gevşer. Midemizde uçuştuğunu sandığımız kelebeklerin aslında sadece kas gevşemesi olduğunu öğrenmek de acı oldu biraz.

Hani sadece onu düşünürüz ve başka şeylere odaklanamayız ya, hah işte onu da serotonin sağlar. Serotoninin fazlalığı da fazla takıntılı olmayı beraberinde getirir tabii ki. Oksitosin hormonu ise bizlerin bağ kurmamızı sağlar. Yeni doğum yapmış annelerde bu hormondan fazlaca gözlemlemek mümkündür. Âşık olduktan sonraki süreçte de daha çok bu hormon rol oynar. Ne kadar uzun süre bu hormon salgılanmaya devam ederse ilişkinin süresi de o kadar uzun olur. Vazopressin de yine oksitosinle aynı görevi görmektedir.

NEDEN KIŞIN ÂŞIK OLMAYA MEYİLLİ OLURUZ?

 Kış aşkın daha yoğun yaşandığı bir mevsimdir. Dikkatlerden kolayca kaçar ancak sosyal medyadaki aşk temalı akımlar hep kışın çıkar.  Hatta kışın yaşanan ilişkilere verilen özel bir isim bile vardır (cuffing season). Bunun arkasındaki bilimsel gerçeklerin ne olduğunu merak etmiş miydiniz?

Sonbaharın sona ermesiyle havalar daha da karanlık olmaya başlar. Günler kısalır, geceler uzar; haliyle bu da bizi depresif bir moda sokar.  Havanın da soğumasıyla birlikte günlerimizin çoğunu evde geçirmeye başlarız ve bu bizi bir bağlılığa ihtiyaç duymaya sürükler. Vakit geçirebileceğimiz ve birlikte mutlu olabileceğimiz bir insan arayışına gireriz. Aslında ‘’cuffing season’’ teriminin ortaya çıkması da kışın oluşan bu depresifliği ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.  Athabasca Üniversitesi hemşirelik bölümünde Yardımcı Doçent Dr. Sherri Melrose’un 2015 yılında yayımladığı ‘’Seasonal Affective Disorder: An Overview of Assesment and Treatment Approaches’’ adlı yazısında bahsettiğine göre; kış aylarında güneşten az faydalanmamızdan dolayı düşük miktarda üretilen D vitamini, düşük serotonin seviyesi ve melatoninin yüksek miktarlarda üretilmesi depresyonu körükleyen faktörlerdir. Yani kışın modumuz düşükken onu yükseltebilecek kişiyi aramamız, sevgililerin neden daha çok açığa çıktığını açıklıyor. Hepimiz isteriz ki kışın acımasız soğuğunda üşüyen ellerimizi, sevdiceğimiz ısıtsın!

Görsel 3: Oldukça bilimsel bir aşık çift tasviri

(Görsel 3 kaynak: https://www.freepik.com/free-photo/outdoor-night-portrait-young-couple-with-paper-heart-street_13181431.htm?query=love%20winter#from_view=detail_alsolike)

KAYNAKÇA

  1. Bakırcı, A. M. (2022, March 11). Aşk Nedir? Neden Evrimleşmiştir? Nasıl Aşık Oluruz? Evrim Ağacı. https://evrimagaci.org/ask-nedir-neden-evrimlesmistir-nasil-asik-oluruz-354
  2. Rosenbaum, E., & Rosenbaum, E. (2020, September 5). Is there a Scientific Basis Behind “Cuffing Season”? – The Cornell Daily Sun. The Cornell Daily Sun – Independent Since 1880. https://cornellsun.com/2019/11/20/is-there-a-scientific-basis-behind-cuffing-season/

Yazar: Edanur AYDIN / Yıldız Teknik Üniversitesi – Biyomühendislik

Merhaba, Ben Eda. Yıldız Teknik Üniversitesinde biyomühendislik öğrencisiyim. Laboratuvarda çalışmak ve mikro evrenleri incelemek en büyük tutkum. Piyano çalmak ve spor yapmak da beni zinde tutan hobilerim arasında.

Editör: Revan KİŞİBEYOV / Yıldız Teknik Üniversitesi – Moleküler Biyoloji ve Genetik

Merhaba, ben Revan. Yıldız Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuyorum. Yeni yerler keşfetmek, rapor yazmak ve yemek yemek üzerine düştüğüm aktivitelerdir. Aynı zamanda kitap okumaktan ve film izlemekten hoşlanıyorum.